Popülasyonda belirli bir süreye bağlı olarak gelişen sayısal değişmeleri ve bu değişmelerin sebeplerini inceleyen bilim dalına popülasyon dinamiği denir. Bir popülasyonun dinamiğini; popülasyonun yoğunluğu, büyüklüğü, dağılış şekli ve yaş dağılı- mı gibi yapısal faktörler oluşturur.
a. Popülasyonun Yoğunluğu
Belli bir zamanda birim alanda veya birim hacimdeki popülasyona ait birey sayısı popülasyon yoğunluğunu ifade eder. Popü- lasyon yoğunluğuna ait bazı örnekler şöyledir: • 1 mm3 sudaki vibrio cholerae (vibriyo kolera) bakterisi sayısı • Bir bölgede m2 ye düşen papatya sayısı (Fotoğraf 3.13) • Bir bölgede 1 km2 ye düşen meşe ağacı sayısı (Fotoğraf 3.14) Bunun yanı sıra 100 m2 lik bir alanda 100 tavşan yaşıyorsa bu mekânın yoğunluğu %100’dür diyebiliriz. Bir hücreli ya da çok hücreli tüm organizmalar büyüme potansiyeline sahiptir. Popülasyon yoğunluğunu belirleyen faktörler; içe ve dışa göç- ler, doğum ve ölüm oranıdır. Belirli bir zamanda, belirli bir popülasyonda üreme ile popü- lasyona katılan bireylerin sayısının popülasyondaki toplam birey sayısına oranı doğum oranını oluşturur. Belirli bir zaman diliminde popülasyon bireylerinin ölümü sonucu popülasyondan ayrılan bireylerin sayısının popülasyondaki toplam birey sayısına oranı da ölüm oranını verir. Popülasyondaki birey ve yuva sayısına bakılarak popülasyon yoğunluğunu tahmin etmek mümkün olabilir. Ancak bu, her zaman sağlıklı bir yöntem olmayabilir. Bunun yerine hayvan popü- lasyonlarında işaretleme ve tekrar yakalama gibi teknikler kullanılarak daha doğru veriler elde edilebilir. Çalışılan alanda toplam sayımları yapmak, sayılacak organizmalar büyük ya da belirgin olduğunda ve aşırı sayıda olmadığında iyi sonuç verir. Popülasyon yoğunluğunu belirlerken büyük hatalar yapmamak için örnek alanların mümkün olduğunca tüm çalışma alanını temsil etmesi gerekir.
b. Popülasyonun Taşıma Kapasitesi
Bir popülasyonun bulundurabileceği maksimum birey sayı- sı taşıma kapasitesi olarak adlandırılır. Bir ortamda bireylerin herhangi bir zorlama olmaksızın yaşayabilen popülasyonun bü- yüklüğü o ortamın taşıma kapasitesi (taşıma gücü) olarak tanımlanır. Koşulların uygun olması hâlinde, popülasyon biyolojik artış potansiyeline uygun olarak artar. Ancak ortamın taşıma kapasitesi sınırlarına yaklaştıkça popülasyonda büyüme yavaşlar ve popülasyon büyüklüğü ortamın taşıma kapasitesinin sınırları içinde kalır. Taşıma kapasitesi aşılırsa besin ve yaşam alanı için rekabet başlar. Kaybedenler göçe zorlanır. Tür içi rekabet, besin, yaşam alanı gibi faktörler bireyin yaşam alanını sınırlar. Bu yüzden popülasyonlar yaşadıkları ortamlarda sınırsız bir şekilde büyüyemez. Örneğin bir kovandaki arı popülasyonunun en yüksek sayıya ulaşmasıyla popülasyon maksimum birey sayısı- na yani taşıma kapasitesine ulaşır ve bu durumda çevre direnci artar. Popülasyonun yaşadığı çevrede sürekli büyümesine engel olan her türlü biyotik ve abiyotik faktörler çevre direnci olarak adlandırılır. Çevre direncini; iklim koşulları, hastalık, nem, açlık, rekabet, ışık, parazitler, yaşama alanı, avcı gibi ekolojik faktörler oluşturur. Popülasyon taşıma kapasitesine ulaşınca büyüklüğünde inişli çıkışlı dalgalanmalar görülür (Grafik 3.6). Örneğin yavru arılardan bir kısmı, yaşadıkları kovan dışına toplu olarak göç eder (oğul verme) ve arı popülasyonu dengelenmiş olur.
c. Popülasyonun Dağılımı
Bir popülasyondaki bireylerin belirli bir coğrafi alandaki yerleşme biçimine popülasyonun dağılımı denir. Popülasyonlar kümeli, düzenli ve rastgele dağılım şekilleri gösterir. Popülasyonu oluşturan bireyler, homojen olmayan çevre faktörlerinin etkisiyle çeşitli dağılım biçimleri sergiler. En yaygın da- ğılım biçimi bireylerin belirli alanlarda toplandığı dağılım kümeli dağılımdır. Bu dağılım şekli daha çok heterojen çevre koşulları- nın hâkim olduğu, rekabetin yoğun yaşandığı yerlerde görülür. Örneğin bitkiler, büyüme ve gelişmeleri için uygun toprak ve çevre koşullarının bulunduğu alanlarda kümelenirken otçul hayvanlar, yedikleri bitkilerin toplandığı alanlarda sürüler hâlinde daha bol bulunur (Fotoğraf 3.15). Düzenli dağılımda; bireyler birbirlerine eşit uzaklıkta ve tüm alanda homojen bir şekilde bulunur. Örneğin hayvanlar genellikle alan savunması, yuva yapma davranışı ve agresif sosyal etkileşimlerinin sonucu olarak yaşadıkları bölgede eşit aralıklarla dağılmışlardır (Fotoğraf 3.16). Rastgele dağılımda ise bireylerin yaşam alanlarındaki dağılı- mında karşılıklı bir etkileşim yoktur. Önceden tahmin edilemeyen bu dağılım biçiminde, bireyler kendileri için en uygun alanı seçerler ve tamamen rastgele dağılırlar (3.17)
Yorumlar
Yorum Gönder